Gülden Bülbüllere 3-11
Firâk-ı yâr ile âhu enîn ol
Ayaklar altına zîr ü zemîn ol
Sözünde sâdıkul-va’dul emîn ol
Muhabbet güllerin görmek dilersen
Hakîkat meyvesin dermek dilersen
Zir ü zemin: Toprak ol çiğnesinler seni.
Sâdık-ul emîn: Sözünde sadık ve emîn olmak. Allah'a vermiş olduğumuz bir söz var. İlm-i ezelde “belâ” demişiz. O söz üzerinde durursak, o zaman sadık oluruz. Sadık olursak eğer bir eminlik kazanırız. Sadık olmazsak eğer, emîn olamayız. Kimsenin emniyetini kazanamayız. Sadık olacağız ki herkesin emniyetini kazanalım. O zaman herkes bizden memnun olur.
Tekebbür sahibini (kibirli insan) Cenabı Hak sevmiyor. Âlimler de dâhil olmak üzere tevazu ehlini seviyorlar. O zaman terakki ederler. Âlimler tekebbür sahibi olurlarsa o zaman sevilmezler ve terakki edemezler.
Firâk-ı yâr ile âh u enîn ol
Firâk: Ayrılık.
Yâr: Allah.
Hz. Âdem babamız cennetten inince iki yüz sene ağladı. Âhından dağlar inliyordu, melekler mutazarrır.
Melekler O’nun ah u enîninden, ağlamasından aciz kalmışlar.
—Yâ Rabbi, O'nun âh u enîninden seni zikredemiyoruz, demişler.
Cenabı Hak süreyi kısaltmış. Ama bu âh u enîni O'na cenneti kazandırdı.
…..
Dünyaya geldim gitmeye
İlmile hilm yetmeye
Aşk ile can seyretmeye
İnsanlar niye gelmişler dünyaya? Gitmek için gelmiş dünyaya. Niye gelmiş dünyaya? İlim sahibi olmak için gelmiş dünyaya. Aşka ulaşmak için gelmiştir dünyaya. Aşktan mana Allah sevgisi. O bizi sevmiş, halketmişde biz O’nu niye sevmeyelim? Biz O’nu bilirsek, biz O’nu seversek, o zaman insan olacağız.
….
Biz bu dünyaya yemeye içmeye gelmedik. Niçin geldiğimizi bilelim. Allah bildirmiş. Bu dünyadan gideceğimize inanmışız. Bu dünyaya bir defa gelişimiz fırsat.
….
Eğer sen terakki etmek istiyorsan.
Her geceyi Kadir bil
Her gördüğünü Hızır bil
Alçal anlamına. Kendini herkesten aşağı gör ki yüksel.