ALLAH’ın sevdikleri kim? ÂŞIKLAR.”
Bir kez ALLAH dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misli hazân
Bir insan aşk ile içinden gelerekten ALLAH!.. derse. Bütün günahlarımız sonbahardaki ağaçların yapraklarının döküldüğü gibi dökülür.
Nakşibendi Efendimizin emridir. Sair tarikatların nihayetteki kârını biz burada başlangıçta buluyoruz. Bu da:
AŞKTIR-CEZBEDİR
ALLAH'ın esmâ nuru, sıfat nuru, zat nuru var. Sair tarikatlar esmâ nurundan sıfat nuruna, sıfat nurundan zat nuruna ulaşıyorlar. Bizim ki doğrudan doğruya sende tecelli eden ALLAH aşkı var ya. Esma nurunu, sıfat nurunu görmeden Zat nuruna ulaşırsın. Çünkü esmâ ile sıfat ile bizi uğraştırmazlar. Bu yakınlık, bu kolaylık bundandır işte.
Bizde. Bu kadar günahınla, bu kadar isyanınla, bu kadar eksikliğinle git Meşayihe. Sende aşk tecelli edecektir. Ama onu muhafaza etmek şart. O aşk sana verildi ise, nefis yolu ile, ibadet – amel yolu ile gidenlerin dört yılda aldığını sen kırk dakikada alırsın. Kırk saniyede alırsın.
Pîr-i Sâmî tuttu destim sâki-i sahbâ gibi
Yek nazarda aklım aldı dilber-i Rânâ gibi
…
Varlığım dağını deldi açtı vuslat râhını
Varlık: İnsanın benliği o bir dağdır.
Vuslat: ALLAH'a ulaşacak. Ama yolunu kesmiş. Delemiyor, aşamıyor.
Bir nefeste cûşa geldi şehr-i dil derya gibi
…
Vahdetin sırrın duyup yağmaya verdim gönlümü
Dost göründü her taraftan aynıma Leylâ gibi
Bize vahdetin sırrını duyuracak ALLAH'tır. Biz duyamayız. Bunun için ALLAH'ı hakke’l-yakîn bileceksin. Hakke’l-yakîn bilmek için aşık olacaksın. Aşık olmak için Aşk ehlini bulacaksın. ALLAH öyle buyuruyor.
“Beni sevin. Sevdiklerimi sevin.“
ALLAH'ın sevdikleri kim? Âşıklar. Bizde Âşık olmak için, Âşıkları bulacağız. ALLAH'ı sevmek için. ALLAH'ı sevenleri bulacağız. Vahdetin sırrını duymak budur.
Dost göründü her taraftan aynıma Leylâ gibi
Dosttan manâ ALLAH. Bütün eşyadan ALLAH'ın sıfat nuru görünüyor. Bütün eşya senin için ayna olur. Bizde evvelâ RABITA var. Rabıta nurunu görmedikten sonra bunlara ulaşamayız. Esmâ nurunu da meşayihimizde göreceğiz. Sıfat nurunu da meşayihimizde göreceğiz. ZAT nurunu da meşayihimizde göreceğiz. Üçü de mevcuttur onda. Çünkü O esmâ nurundan, sıfat nurundan geçmiş. Zat nurundan geçmiş. Seni beni de geçirir. İnsanı amelden, ilimden geçiren aşktır. Aşk hiçbir yerde bırakmaz insanı. Amel götürür götürür bir yerde bırakır. İlmi götürür götürür bir yerde takar. Keramette yolu keser. Keramet te bir varlıktır. Evliyaullah eğer arada vasıta olmuşsa seni atlatacak. Çünkü O gitmiş, gelmiş, görmüş. Seni de götürecek. Evliyaullahın görevi : HAK'tan alır halka verir. Ne verecek? Altın, inci mi verecek, apartman mı verecek?”
ALLAH sevgisi verecek. ALLAH Sevgisini senin kalbine dolduracak. O yetkili. ALLAH'ı sana O sevdirecek. O sevgi ile seni ALLAH'a ulaştıracak. Halkı alır, Hak'ka götürür.
Ne ile götürür?
ALLAH'ı halka sevdirir. O sevgi ile götürür.
Bulam dersen eğer ayni imanı
Çalış ki şeyhinde olasın fani
Sana senden yakın olanı tanı
ALLAH'a zaman yok, mekân yok. Evliyaullah ALLAH'ın sıfatları ile sıfatlaşmıştır. Evliyaullah ta mekandan münezzehtir. Evliyaullah burada oturduğu halde, nerede anılsa orada ispatını gösterir. Bin yerde, yüzbin yerde ispatı vücut buldurur. Niçin? Tasavvuf kelâmları boşuna mı söylemiş? “Bir yerdesin her yerdesin.” birliğine dahil oldunsa, her yerdesin.
Zaman içinde zaman. Mekan içinde mekan. Şeyhinde fani olursan ALLAH'ın sıfat nuruna ulaşırsın. Bu ne demek?
ALLAH'ın sıfatlarını evliyaullah'ta görürsün. İşte Rabıta-i nakşi Cemâl budur. Biz daha rabıta-i hayaldeyiz.