Keramet ve Tasarruf

  • 1 min read

EŞŞEYH ESSEYYİD ABDÜRRAHİM REYHAN HZ.BUYURDULAR:

Zâhir ilmi var. Bâtın ilmi var. Bâtın ilmi ise insanların kalbinde yazılı. Bunlar Kelâm-ı kibârda vardır. 

“Sebul-Mesânî”dir yüzü nutk-u Mesîhâ’dır sözü 

Fatiha suresi okuyanın gönlü fetholur. Gönlünde Allah’tan başka arzu kalmaz. 

Evliyaullahın kelâmları, sözleri nefesleri bizim için mülktür. 

Hadis-i Şerîf var: 

“Benim ümmetimin velileri Ben-i İsrail’in Peygamberleri derecesindedir.” 

Hz. İsa sözleri ve nefesi ile ölüleri diriltmiş. Kalk dediği zaman diriliyor. Hz. İsa Benî İsrail peygamberlerinden, Ümmet-i Muhammed’in velileri de onun derecesinde. O Peygamber. Peygamberin mucizeleri aşikâr oldu. Velilerin ki kerâmetle. Kerâmet gizli kalır. Evliyaullahlar kerâmetleri ancak emirle işlerler. Emirlerini kim verir? Resulullah Efendimiz verir. 

Kerâmet deyince: Bir tasarruf vardır. Bir de kerâmet vardır. Kerâmet insanların gözü ile gördükleri şey. Beşeriyetin gücü ile yapamadıklarını Evliyaullah kerâmeti ile yapar. Allah’a itaatını yapan insanlarda kerâmet vardır. Meşâyih olmak gerekmez. 

Meşâyih için tasarruf önemli. Yüz bin kerâmet olsaydı da Şems gösterseydi. Mevlânâ yine ayılmazdı. Şems tasarruf etti, kendi velâyetine aldı Mevlânâ’yı. İstemediği hareketleri yaptırdı. Mevlânâ yapmıyor. Bir alet o. Hareketleri Şems yaptırıyor. Tasarruf bu.