(GÜLDEN BÜLBÜLLERE CİLD 4 BÖLÜM 10)
İyi emellerini, niyetlerini fiiliyata getirmezsen bile onun sevabını alıyorsun.
Kötü şeyleri fiiliyata getirmedikten sonra onun günahından bağışlanıyorsun. Cenabı Hak kullara bu kadar rahmedicidir, şerre rızası yoktur. Fakat kul kendi kendine zülüm ediyor.
Cenabı Hakkın hayra rızası var, şerre rızası yoktur; “ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi”, Burada bak;
Hak şerleri hayr eyler
Arif anı seyreyler
Zannetme ki gayr eyler
Görelim Mevla neyler
Neylerse güzel eyler
“Ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi” fermanında insan iradesine sahip olacak, cüzi iradesi vardır. Yani bir şerri işleyip de onu (benim iradem olmadan) Allah halk etti demek küfürdür. Onu dinden çıkarır, imanından çıkarır.
Cebriye mezhebi ne için küfre gitti? Cebriye mezhebi ne için batıl oldu? Onlar cüzi iradeyi hafif gördüler, veyahut da attılar. Günah işliyor, Allah işletiyor, diyor. İşte onlar ne oldular? Cebriye mezhebi batıl oldu, küfre gittiler.
İradeyi cüziye farzdır. Fakat iradeyi cüziyeyi alırsın da bu iradeyi cüziye ile sen bir hayra yönelirsin ve iradeni hayra sarf ettiğin zaman şerle karşılaşırsın. İşte onu “ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi” fermanıyla Allahtan bileceksin.
Sonra mesela sana gelen hastalık, sana gelen zarar, sana gelen keder, sana gelen üzüntü, sana gelen korku, bunların hepsini Allahtan bileceksin. Cenabı Hak Kur’anı Kerimde buyuruyor ki “Biz kulumuzu korku ile havf ile de imtihan ederiz. Biz kulumuzu mallarının, canlarının azalmasıyla da imtihan ederiz. Bize dönüp gelecekler. Bize geldiklerinde onların büyük mükafatları var[1]”.