Akıldan şakk olunmuş bir kılam ben Bu âlemde garîbim hem-demim yok Enîsim munisim yok bu arada Ki bir zencîrsiz arslan idim evvel Bu âlem halkı hep benden kaçarlar Eriştim âhiri bir reh-nümâya Dedim kıl merhamet ey Hazret-i Pîr Tutup destim bana oldu musâhib Cemî-i sohbetinden oldum irşâd Bu halk içre eğer lâl ise dilim İçirdi Salih'e aşkın meyinden
|
Şakk = Yarma, yarılma, parçalanma.
Kesafet âlemi = Madde alemi, cisimler. Hem-demim = Arkadaşım. Latif = Allah'ın isimlerindendir. Hoş, güzel. Kande = Nerede. Enîs = Dost, arkadaş, yâr. Munis = Cana yakın. Mugaylan = Diken. Kesret Çokluk. Âkil = Yiyen, yiyici. Âhir = Sonunda. Reh-nümâ = Yol gösteren, kılavuz. Derdli dil = Derdli gönül. Dest = El. Musâhib = Sohbet eden, sohbet arkadaşı. Der-i Sami = Sami'nin kapısı. Kemter = Daha aşağı, itibarsız. Cemi = Bütün. Şükûf-ı Sümbül = Sümbül bahçesi. |