Âşık-ı sâdıkları sen gayrıya kılma kıyâs Kesret içre bil şühûdu bunların vahdet-durur Zeyd ile Amr'ı bırakıp mekteb-i irfana gel "Ahsen-i takvîm" rumuzun anladınsa zâhidâ Pîr-i Sâmî Hazretine var yürü âşık isen Sâlih'â ahvâl-i aşkı gel yeter fâş eyledin
|
Şinâs = Aşina, yakın.
Kesret = Çokluk. Şuhûd = Sahicilik. Nefha-i Rahmani = İlâhî nefes. İktibas = Aynen alınma. Zeyd-Amr = Ahmed-Mehmed demek gibi. İltimas = Tutma, tut Zâhidâ = EyZahid, kabasofu. Rumuz = İşaret. Küntü kenz = "Gizli hazine." (Hadis-i Kudsî) Zulmeti refetme = Karanlığı kaldırma. Ahvâl-i aşk = Aşk hali. Fâş eylemek = Açıklamak. Nâs = Halk, ahali. |