Bana dervîş demişler

Bana dervîş demişler 
Ben dervîş olamadım 
Yanlış haber vermişler 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler halîm olur 
Giydiği kilim olur 
Hulki mülayim olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler post giyinür 
Nâsa çirkin görünür 
Herkes ana yerinür 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler halîm olur 
Hakk ile kelîm olur 
Hem kalb-i selîm olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler mestur olur 
Dil sarayı nûr olur 
Hakk ile manzûr olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler cennet gülü 
İsm-i a'zam bülbülü 
Hayât bahş eyler dili 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîş olan hâk olur 
Sâhib-i idrâk olur 
Mâsivâdan pâk olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîş olan âb olur 
Mazhar-ı Vehhâb olur 
Ciğeri kebâb olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler hem bâd olur 
Canı dili şâd olur 
Gussadan âzâd olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler hem nâr olur 
Şeş cihette var olur 
Yâdlar kamu yâr olur (1)
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîş olan nûr olur 
Nâs içinde hor olur 
Her taraftan dûr olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîş benzer bülbüle 
Mürşidler benzer güle 
Sev Hakkı seven ile 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervîşler bülbül olur 
Mürşidler hem gül olur 
Sözleri makbul olur 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım 

Dervişlerin sultânı 
Cân derdinin dermanı
Sâmî-yi Erzincânî 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım

Dervişler şahı Sâmî 
Hakîkat mâhı Sâmî 
Aşkın misbâhı Sâmî 
Ben dervîş olamadım 
Hakkı da bulamadım

Salih gibi dervişler 
Hayvân-sıfât kalmışlar 
Himmet alan almışlar 
Ben derviş olamadım 
Hakkı da bulamadım

Halîm = Yumuşak huylu

Hulk = Huy.

Nâs = İnsanlar

Yerinmek = Şikâyet etmek

Kelîm = Konuşan

Kalb-i selim = Selâmete ulaşmış kalb.

Mestur = Gizli, örtülü.

Dil sarayı = Gönül sarayı.

Manzûr = Bakılan, nazar edilen.

Hâk = Toprak

Masiva = Allah'dan başka şeyler, Allah'a perde olan her şey

Âb = Su, hoşluk, şeref, değer.

Mazhar-ı Vehhâb = Allah'ın ihsanına nail olma.

Bâd = Rüzgâr.

Gussadan âzâd = Tasadan kurtulan.

Şeş cihet = Alt yön (Ön, arka, alt, üst, sağ, sol)

(1) = Yabancıların hepsi dost olur 

Dûr = Uzak, ırak.

Mâh = Ay

Misbah = Işık, lâmba