Ben gibi dilber senin hâlin yaman olsun da gör

Ben gibi dilber senin hâlin yaman olsun da gör
Bükülüp kaşın gibi kaddin keman olsun da gör 

Kaşlarınla kirpiğin zülfün zamanın fitnesi
"Mim" i "nun"dan "sin"e geç âhir zaman olsun da gör 

Gör nice Mansûr'u zülfün darına bend eyledin 
Sen de bir kez dara çık sırrın ayan olsun da gör

Herbirin bir sihr ile kendine meftun eyledin
Mülk-i hüsnün gülşeni geçsin hazan olsun da gör (1)

"Tohm-ı Hû"dan haydarım var sabr evinde beslerim 
Dâhi şâbdır nev-civânım pehlivan olsun da gör 

Himmet-i pirimle çeksin Zülfikâr-ı Haydar'ı 
Açılıp meydan-ı vahdet imtihan olsun da gör

Tîğımız Ism-i celâl'dir topumuz tevhid-durur 
Gürz-i kahhârı çekip kanlar revan olsunda gör 

Âlem-i mülk-i bekaya azm eder kervanımız
Sâye-i Sâmî'de Salih âlîşân olsun da gör

Kadd = Boy.

Sin = Mezar.

Dâr = Darağacı.

Bend eylemek = Bağlamak.

(1) = Güzellik ülkesinin gül devri geçsin sonbahar olsun da gör.

Tohm-ı hû = "Hû" O mânasına Allah'ın zat esmasıdır. Hû zikrinin mahsûlü kasd olunuyor.

Şâb-Nevcivan = Genç-delikanlı.

Zülfikâr-ı Haydar = Hz. Ali'nin meşhur kılıcı.

Tig = Kılıç.

Tevhid = Lâilâheillallah.

Gûrz-i kahhâr = Kahredici gürz, topuz.

Revân olmak = Akmak.

Âlişan = Yüksek şanlı, sânı yüce olan.