Beyân edem zuhuratı pirimden Alın bûy-ı muhabbetler gülümden Hayâli gönlümün nakşı değil mi Anın nuru Muhammed'den değil mi Cemâlin göreni hayran eder ol Kapısına gelenler olur irşâd Dehânı nefha-i feyz-i Huda'ya Uyanır bülbül-i canlar kafeste Şerîat babının miftâhı Oldur Beka gülzârının solmaz gülüdür Kamu ef'âli ahlâk-ı hamîde Ganî ile fakîri bir tutar Ol Demi enfâs'ı îsâ nuru Ahmed Tarîk-ı Nakşibendî'nin pîridir Saadet burcunun hem kevkebidir Ne söylerse tedünnîdir kelâmı Velâyet şehrinin şahı bulardır Bulardır mahrem-i esrâr-ı Hazret Bulardır kabza-i kudret boyası Kemâl ehli dahi çoktur mürîdi İlâhî Pîr-i Sâmî hürmetine İlâhî razı eyle bizi senden Eğer Hâlık'ımız olmasa râzî Pîrimiz mürşidimiz Şeyh-i Sâmî Bu asrın Hızrı'dır hem serveridir Huda irşada gönderdi bu zâtı Hakîkatte vekîl-i Mustafâ'dır Habîbin Ahmed'e bağışla bizi Muhib ihvanımızı cümle yâ Rab Bizi zem eyleyene rahmet eyle Dilerim senden ey Hallâk-ı âlem Pîr-i Sâmî bölüğünden ayırma Cemî-i mü'minîn ü mü'minâtı Ayırma Salih'i yâ Rab rızâdan |
Bûy-i muhabbet = Muhabbet kokusu Tuhfe-i naks = Naksedilmis hediye. Dehâni nefha-i feyz-i Huda'ya = Allah'in feyzini getiren agiz. Mürde = Ölü, ölmüs. Ihyâ = Diri. Serîat babinin miftâhi Oldur = Seriatkaptsinin anahtari oldur. Fettâh = Fetheden, açan. Kamu ef'âli ahlâk-i hamîde = Bütün is ve hareketleri güzel ahlâk ve huylar. Ganî = Zengin Seng-i hâra = Tas, kaya. Kevkeb = Yildiz. Akreb = Pekyakin. Vâris-i Hatmü'n-nübüvvet = Son peygamberin varisi. Kabza-i kudret boyasi = Kudret elinin boyasi. Nâs = Halk. ferîdi = Bir tanesi, basi, en üstünü. Rüyet = Görme, görülme. Resâdet = Dogru yolun kilavuzu. Derûnu = Içi, özü, bâtni. Dü âlem = lkiâlem,dünyaveahiret Muhib = Seven, dost Mukarreb = Yakinlasmis, yakinina ulasmis. Hallâk-i Âlem = Alemin yaraticisi, Allah.
|