Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet

Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet 
İrfan ile derya oluben kalbi coşar da 
Gönlünde tulü' eyler anın aşk u muhabbet 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Bir yerde ki gül yoktur o gülşâneye varmam 
Hem sohbet-i pîr olmadığı haneye varmam 
Aşk ehlinin ahvâlini pervaneye sormam
Âşık olanın ciğeri yanar da pişer de 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Bu girye-i nâlânıma kıl merhamet ey şâh 
Pek güç bulunur sen gibi bir ârif-i billah 
Öğmüş de yaratmış seni Ol Hazret-i Allah 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde (1)
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Ey zühd ile veren bana tebşîre-i cennet 
Biz münkir-i Mevlâ değiliz nâra ne minnet
Âşık olanın maksûdu matlûbesi rü'yet 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Gösterme bana sensiz yeri ey Hazret-i Mevlâ 
Bir yerde ki sen varsın o yer hep bana me'vâ 
Aşkını vezîr eyledi gör hüsnünü Leylâ 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Kim şeyhini Hak bilmedi Hakk'ı dahi bilmez 
Yok eylemeyen varını maksûduna ermez 
Sâmî gibi bir âşık-ı Yezdan ele girmez 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Salih tutagör sıdk ile sen dâmen-i Pîri
Bu asrın Odur kâmili hem kutbu emîri 
Hem şehr-i hakîkat ilinin mâh-ı münîri 
Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde 
Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde

Tevfik-i hidayet = Allah'ın doğru yola yöneltmesi.

Tulü' eyler = Doğar.

Mahbûb-ı Hûda = Allah'ı se-ven.

Girye-i nâlân = Ağlayıp inleyen.

Ârif-i billah = Allah'ı lâyıkıyla bilen.

Tebşire = Müjde.

Münkir-i Mevlâ = Allah'ı inkâr eden.

Nâr = Ateş.

(1) = Âşık olanın istediği, maksadı Cemalullah'dır.

Me'vâ = Yurt, cennet. 

Maksûd = Murat, maksat 

Âşık-ı Yezdan = Allah âşığı.

Dâmen = Etek.

Mah-ı münîr = Parlak ay.