Bir Leylânın Mecnûnuyam cânân ilinin canıdır "Sebu'l-Mesânî"dir yüzü nutk-ı Mesîhâ'dır sözü Arş-ı muazzam başıdır hem "Kabe kavseyn" kaşıdır Âşıkların sevdâsıdır ariflerin me'vâsıdır Bahrü'l-hayât peymânesi hem gevher-i dürdânesi Aşk u muhabbet hanesi âlem anın dîvânesi Gâhî seçerden söyler ol gâhî hacerden söyler ol Cevlân eder bu arada bir pertev-i nûr-ı Huda Her kim ki tuttu destini soyundu varlık postunu Budur recâsı âsînin göster yüzün leylâsının
|
Meftun = Vurgun.
Seb'ul-Mesani = Fatiha sûresi. Nutk-u Mesîhâ = Hz.lsa. Nefha-i Rahman = Rahman' in solugu Arş-ı muazzam = Gökyüzü. "Kabe kavseyn" = "İki yay aralığı kadar, yahud daha az oldu.' (Necm; Akli evvel cüşu = İlâhi iradenin coşması. Kün" = "OI"emri(Yâsln;82). Mevâ = Makam, yer, cennet Bahrü'l-hayât = Hayatdenizi. Peymâne = İçki kadehi (muhabbet). Gevher-i dürdâne = Tek ve büyük inci. Şems-i Huda = Allah'ın güneşi. Maâdin: Madenler Kân = Maden ocağı; kaynağı. Âne = Anne. Şecer = Ağaç (Hz. Musa'ya ilâhî hitap ağaçtan geldi.). Hacer = Taş (Peygamberimizin elinde çakıl taşları konuştu.). Mantk-ı bürhân = Belgeli söz Cevlân = Dolaşma, gezme. Pertev = Işık, nur. Dilber-i rûhânî = Ruhanî güzel. Dest = El. Reci = Rica. |