Bir seherde murg-ı canım uyandı

Bir seherde murg-ı canım uyandı 
Vahdet illerini seyrân eyledi 
Pîrimin renginden renge boyandı 
Âlem-i ekvânı cevlân eyledi (1)

Gönülden perde-i hicâb açıldı 
ilm-i ledünnîden bezmi içildi 
Cümle esma birbirinden seçildi 
Herbiri bir gûnâ elvan eyledi 

Meğer hâb-ı gafletteydim uyandım 
Cümle esmalardan renge boyandım 
Bâb-ı müsemmâda kaldım dayandım 
A'zâlârım âh u figân eyledi 

Nice tabîblere dedim el-emân 
Gördüm ki anlar da muhtâcdır hemân 
Mürüvvet sahibi ol Ganî Yezdan 
Bâb-ı hidâyetten ihsan eyledi 

Zümre-i uşşâkın şâh-ı merdânı 
Âlem-i ekvânın kutb-ı zamanı 
Buldum Pîr-i Sâmî gibi sultânı 
Cümle derdlerime derman eyledi 

A'lâda ednâda yoktur matlabı (2)
Deryâ-yı zât olmuş cümle meşrebi 
Vücûdu Hak olmuş "kün"dür maksadı 
Her sıfattan zâtın ilân eyledi 

Dest-i kudretiyle tuttu elimden 
Mâsivâlar ref olundu dilimden 
Halâs oldum ayrılıktan ölümden 
Katre iken bahr u umman eyledi 

Kuvve-i kudsîden edip imdadı 
Bize haber verdi zatı sıfatı 
Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i 
"Küntü kenz" esrarın beyan eyledi 

Bir anda eyledi irşad Salih'i 
Edip benliğindin âzâd Salih'i 
Kılıp rabıtayla mu'tad Salih'i 
Dil şehrin ravza-i cinan eyledi

Murg-ı cân = Can kuşu.

(1) = Yaratıklar âlemini dolaşti

Perde-i hicâb = Saklayan perde, örtü.

Bezm = Sarhoş edici.

Gûnâ elvân = Çeşitli renkler.

Hâb-ı gaflet = Gaflet uykusu.

Esma = İsimler.

Bab-ı müsemma = İsim sahibinin kapısı.

Zümre-i uşşak = Aşıklar zümresi.

Şah-ı merdân = Mertlerin şahı.

Alem-i ekvân = Varlıklar âlemi.

(2) = Yüksek ve alçakta arzusu yoktur.

Dest-i kudret = Kudret eliyle.

Mâsivâ = Allah'dan gayrisi.

Ref' olundu = Terkedildi, kaldırıldı.

Katre = Damla.

Bahr u umman = Deniz ve okyanus.

Kuvve-i kudsi = Kutsal kuvvet

Küntü kenz = "Ben bir gizli hazine idim, bilinmek için mahlukat yarattım." Kudsi hadisi.

Mu'tâd = Alışılmış.

Dil şehri = Gönül şehri.

Ravza-i cinân = Cennet bahçesi