Biz muhabbet erleriyiz sohbet-i cân bizdedir Devr edip vahdet diyarından gelip işbu ile (1) Yâr-ı gâr-ı Mustafâ'dır Çâr-ı Yârın ekremi (2) Sevmişiz can ı gönülden Çâr-ı yârı serveri Evliyalar ser-firâzı Nakşibendî Hazreti Dâireyiz hem kudümüz cismimiz neydir bizim Hâlidî Kolundan açılmış bizim meydânımız Sâlihâ bir özge candır Pîr-i Sâmî Hazreti
|
(1) = İlahi yerden dünyaya gelerek.
Refik = Arkadaş. (2) = Mağara arkadaşı (Hz. Ebubekir) dört dostun çok keremlisi. (3) = Evliyanın kendisine uyduğu, Peygamberlerin yakını. Mazhar-ı Nur-ı hidâyet = Hidayet nurunun görüntüsü. Ehli derdin merhemi = Dert sahiplerinin ilâcı. Muhibb-i hanedan = Peygamberimizin soyunu seven. Şah-ı Merdân = Hazreti Ali (r.a.) Çâr-ı Yâr = Dört seçkin sahabe. Server = Önder (4) = Peygamberimizin kızı Fatıma (r.a.) gözünün nurları. Atşân = Susamış. Ser-firâz = Emsalinin üstünü. Gulâm-ı Nakşibend = Nakşibendilerin kölesi. Râhı erkân = Yolu ve usulleri. Kudret elinde çalınan bir çalgı gibi ne isterlerse öyle ses veririz. Mey = içki, muhabbet Kalbimiz Hayy = Kalbimiz diridir. Ihta = Çok gizli. Elvan = Renkler. Ser-tabib-i âşikân = Âşıkların baş doktoru. Mazhar-ı vahdetnümâ = Çıkış yerinin Allah olduğunu gösteren. |