Bu kesret âlemin seyrân eyledim

Bu kesret âlemin seyrân eyledim 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Gezdim çâr-kûşeyi devrân eyledim 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Sûret-i beşerde kaldım nikâbda (1)
Sebu'l-Mesânide ümmü'l-kitâbda 
Bend oldu sefînem kaldı girdâbda (2) 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Bir zaman bekledim gülsen bağını
Göremedim andelîbin çağını 
Cânân çekmiş gider yar otağını 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Ötmez cân bülbülü açılmaz güller 
Bozuktur perdeler kırılmış teller 
Gideceğim yâre bağlanmış yollar 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Kahraman olanlar hasmını basdı 
Kemân-keş olanlar yayını asdı
Bilmem nedir bende feleğin kasdı 
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Beni taşlamayın canım kardaşlar 
Dokunur başıza attığız taşlar 
Hazret-i Hak kendi bildiğin işler
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım 
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım 

Salih gibi vardır çok ehl-i diller 
Pîr-i Sâmî bahçesinde bülbüller 
Solmaz şükûfeler dikensiz güller 
Hîç bir goncasında hâr bulamadım 
Sâmî gibi sâdık yâr bulamadım

Çar-kûşe = Dört köşe.

(1) = İnsan şeklinde örtü içinde kaldım.

Seb'ul-Mesâni ve Ümmül Kitâb = Fatiha sûresi.

(2) = Gemim anaforda kaldı, battı

Kemân-keş = Ok atanlar.

Ehl-i dil = Gönül ehli

Şükufe = Çiçek bahçesi

Hâr = Diken