Cân bülbülü ne ağlarsın kafeste Azm-ı râh et bir gülşane var yüri Yandırdın derûnum her bir nefeste Ben bir yane sen bir yane var yüri Hicran göllerine atılamadım Karşına almışken gonca gülünü Ben çekemez iken kendi belâmı Bu garîb illerde kalma âvâre Gönülden bây olup dilenci olma Dergâh-ı Sâmrde var kıl fizahı Salih'em derdine dermanım Oldur |
Azm-ı râh et = Bu yolda karar kıl. Gülşân = Gül bahçesi. Kûhistân = Dagiıkyer. Hekim-i hâzıkân = Maharetli, işinin ehli hekim. Kerem = Lütuf, bağış. Merdâne = Mertçe. Semmî mâr = Zehirli yılan. Bây = Zengin. Nezafet ehli = Temizlikehli. Külhan = Serseri. Edibâne = Edeplilere yakışır şekilde. Dîvân = Huzur. Fizah = İnleme. Püştü penâh = Sığınılacak yer. Mâh = Ay Murg-u cân = Can kuşu.
|