Derman idegör derdime ey Hazret-i Sâmî

Derman idegör derdime ey Hazret-i Sâmî 
Çekmeğe tabım dahi yok işbu elemi 

Dil şehrini baştan başa hep aldı harâmî 
Ey şîr-i Huda eyle kabul işbu recâmı 

Bir bende-i nâçîze gedâyem bu arada 
Hem lâl ü lebin teşnesiyiz sun bize camı (1)

Âlemde bu cân derdine derman seni buldum 
Sen sarmayicak kim saracak işbu yaremi 

Sen bizlere mir'ât-ı Hudâsın bu arada 
Dil-teşnelerin sende durur vuslatı kâmı 

"İllâ"ya geçir koyma bizi menzil-i "lâ" da
Hicran oduna yakma şahım eyle keremi 

Benlik bizi bend eyledi bir saht-ı kemende 
Ko erreyi başıma dağıt işbu yuvamı 

Ol Yûsuf-ı cananımı zindanda bırakma 
Ten Ya'kub'unun ref et gözünden bu gamamı 

Gasbetti sefînem benim emmâre-i nefsim 
Ol gamzelerin tîriyle kati et bu gulâmı 

Tahtındaki gencîne-i dîvârımı doğrult
Ey Hızr-ı zamanım bu işe eyle devamı 

Gel eyle rehâ şirk-i hafîden ve celiden (2)
Ref eyle gönülden çıkarıp hubb-ı sivâmı 

Derd ile belâ çekmede Eyyûb'u da geçtim 
Derman idegör derdime ey Hazret-i Sâmî 

Ten hasta bu cân hasta yürek yaralı Salih 
Bilmem ki nedir sevdiğimin bende meramı

Ebrâr = Hayır sahipleri, iyiler.

Eltaf-ı inayet = Yardım lûtfu.

Zümre-i füccar = Facirler grubu, günahkârlar.

Âlem-i devvar = Dünya.

Irgürmek = Erdirmek, yetiştirmek.

Âlem-i ağyar = Yabancılar, inanmayanlar.

Ser = Baş.

İkrar = Dil ile söyleme, bildirme.

İzhar etmek = Açıklamak.

Sure-i İsra = Miracı anlatan Sûre. 

Asar = Eserler.

Rû'yet-i didâr = Sevgiyi görme (cemal tecellisi).

Envar = Nurlar.

Vuslatı dîdar = Rüyet, Cemalullah.