Ey birader sözlerime tut kulağ

Ey birader sözlerime tut kulağ 
Sanma anı söyleyen dil yâ dudağ 

Bak güzeller yüzüne Allah için 
Fâide vermez sana gerdân-buhağ 

Neye baksah Hak gözüyle kıl nazar 
Böyle bakan gözlere olmaz yasağ 

Ârif-i billah kapısına yürü 
Sohbetine ol müdavim olma zâğ 

Pîr-i Sâmî Hazretine ol gulâm 
Lezzet alsın bûy-ı nisbetle dimağ 

Kakıyıp döğerse artır hubbunu 
Sevdiği deriyi çok çiğner debâğ 

Türlü türlü renklere boyar anı 
Taşlara çalar ta olunca dibâğ 

Aşk ucundan gör ki Ferhâd neyledi 
Vuslat-ı Şîrîn'e delmedi mi dağ 

Gör sefîl Mecnûn'u bir Leylâ için 
Kurdu kuşlar başı üstünde otağ 

Salih'em Yâ Rabbi şeyhim hürmeti 
Mahşer-i kübrâ'da yüzüm eyle ağ

Gerdan – buhağ = Boyun bağı, yular, demir bağ.

Zâğ = Karga.

Gulâm = Köle, hizmetçi.

Buy-ı nisbetle dimağ = Dimağın güzel nisbet kokusunu hissetsin.

Kakıyıp döğmek = Azarlamak, kovmak.

Hubb = Sevgi

Debâğ = Derici.

Dibağ = Derinin segilenmiş hali, işlenecek hâle gelmesi

Vuslat-ı Şîrîn = Şlrîn'in vuslat, kavuşması.

Sefil = Yoksul.

Otağ = Çadır.

Mahşer-i kübrâ = Mahşer günü.

Ağ = Ak, beyaz.