Ey erenler arslanı Geldin imdada sâkî Doldurdun Erzincan'ı Nûr u ziyada sâkî Nisbet-i Pîr-i Tâgî "Allah'u nurun" nuru Dîdâra karşı canın Ey andelîb-i Huda Nefha-i Âdem demi Ey sûret-i insanî Şensin Hakk'ın halîli Himmetü'r-ricâl sende Sensin Yûsuf-I Ken'ân Kul eyle bu dergâha Mebde ile meâdım "Men Aref" in sırrını Dârü'l-emân sendedir Varlık dağın delmeyen Ledünnî varidatın Esrâr-ı rûh-l âlem (1) Rûh-ı musavver sensin "Küntü kenz"in esrarı Destin kudret kabzası Halîl'in gülistanı Ahadden hem Ahmed'i Sil mâsivâyı tenden Varidatın nûr dağı Vechinde yedi âyet Sensin Hakk'ın habîbi Günü tuttu himmetin Şehr-i hakikat gülü Rûh-ı akdes sultânı Sâdık kuldur Salih'in |
Saki = Su veren, içki dağıtan. Zıya = Işık, aydınlık. Sine = Göğüs. Cevahir = Kıymetli madenler. Yâd = El, yabancı Tür = Tur dağı Me'vâ = Yurt, mesken Dîdâr = Yüz, cemal Dehân = Ağız Şinâ = Suda yüzme Andelîb-i Huda = Allah'ın sevgilisi Râh-ı Hudâ = Allah yolu Hemdemi = Can-ciğer arkadaşlık Ziyâde = Fazla Şah-ı Merdân = Mertlerin sultanı. Bab-ı sehâ = Cömertlik kapısı Saykal = Cilacı, cila Himmetü'r-ricâl = Büyük himmet sahibi evliya. Taklîü'l-cibâl = Dağları yerinden oynatan. Arâ = Bölge, mıntıka Enfâs-ı Mesihâ = Nefesi ile ölülere hayat veren. Mebde = Evvel, başlangıç. Meâd = Âhiret Şâd etmek = Sevindirmek. Dil-i na-şâd = Kederli gönül. Ergür = Erdir, eriştir. Âbâda = İmar edilmiş. Dürr = İnci. Küşâde = Açılmış. Dârü'l-emân = Sığınılacak yer Ayn-ı îmân = Hakiki iman. Nümâyan = Görünen, meydanda. Vakt-i evhâd = Asrın önde geleni, zamanın kutbu. Hüsran = Zarar, ziyan. Ledünni = İlahi sırlar. Varidat = Sahip olunan şeyler. Evrâd = Vird. Şefi' = Şefaat eden. Usât = Günahkârlar. Haşr-ı Kübrâ = Kıyâmet günü (1) = Ruhlar âleminin gizli sırları. Levhükalem = Defter ve kalem. Kemter = İtibarsız, noksan. Bâb-ı rızâ = Rıza kapısı. Rûh-u musavver = Cisimlenmiş ruh. Nûr-u münevver = Parlak nur. Encüm-ü enver = Yıldızların en parlaki. Şehr-i sabâ = Saba şehri. Hz. Süleyman zamanında Yemen'de Belkıs adlı Melikenin hüküm sürdüğü şehir. "Küntü kenz" = "Ben bir gizli hazine idim. Bilinmek için mahlûkâtı yarattım." Kudsi hadis. iş'âr = Haber verme. Nutk = Söz, sohbet Mesihâ-varî = Hz. Isa gibi. ihya = Diriltme. Dest = El. Kabza = Tutulacak yer. Ravzâ = Bahçe. Hubb = Sevgi. Gülistan = Gül bahçesi. Şümâ = Mumlar Mukayyed = Bağlı, kaydolmuş. Bend-i gûla = Şeytanî sevgiler. Neyyir-i hidâyet = Hidâyet güneşi. Seb-i semâ = Yedisemâ. Dâr-ı fena = Dünya. Cevlân = Gezinme. Fevka'l-ulâ = En yüksek yer. Ehl-i dil = Gönül ehli, aşıklar. Ruh-i akdes = Pek mukaddes ruh. Şeyhü's-saade= Saadet veren şeyh
|