Eyleyen da’vâ-yı Mansûr kande göster darını

Eyleyen da'vâ-yı Mansûr kande göster darını 
Sen seni yok eyledin yâ kimden aldın varını 

Kuru da'vâ eylemez ey müddeî arif olan 
Şehr-i dilde yandırır dâim muhabbet nârını 

Bülbülün ol nefha-i feryadına âşık demem 
Yüz çevirir goncadan gül gösterince harını 

Ehl-i aşkın sözlerin alıp satan âşık mıdır 
İçini görmez sarayın vasf eder dîvârını 

İftihâr-ı ucb ile ismine bir mahlas takar 
Bir ferîd-i dehri derler seyr eden etvârını 

Tâ elest bezminde ikrar eylemişler âşıkân 
Rü'yet-i dîdâra teslim eylemişler varını 

Nakşını Nakkâş'ta görüp zevk ederler subh u şâm 
Nâr-ı Nemrûd'dan yakarlar şem'a-i envârını 

Bu anâsır çarşısında yok metâı anların 
Çarşı-yı vahdette kurmuşlar bu cân bâzârını 

Aşka ermek ister isen ey birader gel beri 
Sidk ile bir pîre teslîm ol bırak efkârını 

Pîr-i Sâmî Hazret'ine hadim ol ihlâs ile 
Cân u dilden eyle hizmet bozmayıp ikrarını 

Andelîb ol güle karşı rûz u şeb feryadı kıl 
Görmek istersen hakikat gülünü gülzârını 

Sen dahi kalb-i selîme ermedin ey Sâlih'â 
Arz edersin ol cananın rü'yet-i dîdârını

Nâr = Ateş.

Nâlân = İnleyen.

Hâr = Diken.

İftihâr-ı ucb ile ismine bir mahlas takar = Övünüp kendini beğenerek takma ad kullanır.

Ferîd = Eşsiz, tek. 

Etvâr = Tavırlar.

Elest = Kâlû belâ,ruhların Allah ile ahdi misakanı.

Rü'yet-i dîdâr = Cemalullahı görmek.

Subh u şam = Sabah akşam.

Şem'a-i envâr = Nurların ışığı. 

Meta = Satılık mal.

Efkâr = Düşünce, gam keder

Rüzuşeb = Gecegündüz.