Gel ey cân eyle sen cânânı mahfuz

Gel ey cân eyle sen cânânı mahfuz 
Sadef batnındaki mercanı mahfuz

Azîz eyle azîz olmak dilersen 
idegör şöhret ile sânı mahfuz

Bulup derd ehlin ol sen de mukârin 
Bulunca eylegil dermanı mahfuz

Hased kibr ü riyadan geç emîn ol 
Kılam dersen eğer îmânı mahfuz

Ledünnî mektebine bir kadem bas 
Bilip ilmiyle kıl irfanı mahfuz

Olursun "men aref" sırrından agâh 
Görüp eyle gül-i handanı mahfuz

Huzûr-ı Pîr-i Sâmi'de karâr et 
Kılagör sohbet-i merdânı mahfuz

Sözünü söyleme nâdâna Salih 
İdegör sohbet-i sultânı mahfuz

Mahfuz = Muhafaza edilen, korunan.

Sadef batn = İstiridye karnı, içi.

Mukârin = Yakın, bitişik.

Hased = Hasidlik, başkasının iyilik ve üstünlüğünü istemiyen.

Kibr = Kendini beğenme.

Riya = İkiyüzlülük, gösteriş.

Ledünnî = Sır ilmi, Sadr ilmi. Hızır (a.s.) ilmi. Vehbî ilim

Kadem basmak = Ayak atmak.

"Men aref = 'Nefsini bilen rabbısını bilir." (Hadis).

Agâh = Bilgili, haberli, uyanık.

Gül-i handan = Açılmış gül, güller gibi açmış gül.

Sohbet-i merdân = Şeyhin sohbeti.

Nâdân = Bilmez, anlayışsız.