Gelir bûy-ı Muhammed gül yanağından senin şahım Harâmî gözlerin âşıkların bağrın kebâb eyler Hızır âb-ı hayât için nice zulmetleri geçti N'ola azm ettin ise Hazret-i Pîrin makamına Senin hasret firakından bu gönlüm andelîb-âsâ Garîbem hem-demim yoktur enîsim munisim sensin (1) Karardı kalbimiz şahım ikilik macerasından Hidâyet neyyiri şeyhim Muhammed Hazret-i Sâmî Menem Salih hulûs ile kapında durmağa geldim
|
Bûy-u Muhammet = Peygamberimizin kokusu.
Dem-i Isâ = Hz. isa'nın nefesi, sözü. (Mürşidin sohbeti ile ölü kalb-lerin dirilmesi). Harâmî = Haydut, yol kesen. Tiri kabak = Oku okluğundan. Ab-ı hayât = Âbı hayvan, Âb-ı Hızır. Sâlik = Sülük eden, mürid. Âb-ı Zülâl = Saf ve tatlı su, şerbet. Buyu otağ = Makamının kokusu. Firak = Ayrılık. Andelib-âsâ = Bülbül gibi. Verd = Gül. (1) = Garibim, dert ortağım yok, yakınım, dostum sensin. Sıbğa-i devlet boyağı = Devletli boyası (Allah boyası). Saâdet şeb-çerağı = Mutluluk veren aydınlık. Hidâyet neyyiri = Hidayet nuru. Bir dem = Bir an. Hulûs = Halislikle, özden, samimi. Hüsn-i bağ = Güzellik bahçesi. |