Hakîkat şehrinde bir güzel gördüm Bir göreni göremedim ne çâre Sevdâ-yı aşkından yanıp kül oldum Bir bilen yok soramadım ne çâre Bir zaman bekledim Leylâ dağını Andelîbin işi âh u zâr olur Bir gülün ki hân vardır yâr demem Niceleri yâr der gönlü binada Duydum ki yârimin yeri Kâf imiş Meded Pîr-i Sâmî bir gör hâlimi |
Vâsıl-ı yâr = Yâre ulaşan. Andelîb = Bülbül. Âhuzâr = Ağlayıp inleme. Hâr = Diken. Hünkâr = Hükümdar. Dide = Göz. Bey'ü şirâ' = Alış-veriş. Kaf = Kaf dağı (Ulaşılmazyer). Pây = Ayak.
|