Hurûc et ebrudan mâhım görem bir kez dilârâyı (1) Yürek kanı şarâb oldu ciğer yandı kebâb oldu Karârım kalmadı hergiz senin aşk-ı hayâlinden Senin vuslat firakından eğer bir sayha eylersem Götür yüzden hicabını kılıp âşıkların bayram Dahi sen ibn-i Âdem'sin dem-i îsâ'ya hem-demsin (4) Ki sen ol nûr-ı Ahmed'sin doğup burc-ı saadetten Seni bilmek kat'î güçtür seni bulmak kat'î güçtür Bu hüsnün ariyet şahım senin bir özge hüsnün var Seni ben bilirim ey cân ne cevher ma'denindensin Hemân bir lahza sağ olmak bana sensiz haram olsun Reva mıdır eyâ mahbûb bu unsur hanesinde men (7) Bu denli arz-ı hâl etmek sana ben bî-edebdendir Zaîf abdem bu arada düşüp âh ile feryada Muhammed Sâmî-i server var iken sen gibi rehber Ki gelmekten garaz bilmem nedir bu âlem-i kevne Muradın bizleri kurtarmak ise bend-i ejderden Recâsı budurur senden bu Salih abd-i miskinin
|
(1) = Çık buluttan ey ay, sevgilimi bir göreyim.
Hurûc etmek = Çıkmak. Hergîz = Asla. Visal ender visal = Kemaliyle kavuşma. Vuslat = Birleşme. Firak = Ayrılık. Sayha = Bağırma, nara atma (2) = Yakar hep deniz ve karayı, eritir taş ve kayayı. Seng-i hârâ = Pek sert taş, kaya (3) = Bakara; 57, Taha; 80, A'-râf; 160. (ayetlerine işaret-tir.) (4) = Sen Âdem'in oğlu ve Hz. İsa'nın nefesi gibisin. Muamma = Çözülmesi zor işler. İhata = Kuşatmak. Ukbâ = Ahiret Ariyet = Ödünç, iğreti. (5) = Toprak, su hava ve ateşdensin, yeri göğü gezersin. Anasır = Unsurlar. Sâyebân = Gölgelik. Lahza: An. (6) = Daranın devletini baştan başa versen istemem. (7) = Ey sevgili bu anasır evinde beni belâ içinde alıkoyman sana yakışır mı. Şekva = Şikayet Zaif abd = Zayıf kul. Sahib-irşâd = Irşâd sahibi, mürşid. Atâ = Bağışlama, bahşiş, ihsan. Alem-i kevn = Varlıkâlemi. Esbâb = Sebepler. Dâr-ı me'vâ = Sığınılacak yer, ev. Bend-i ejder = Ejderha bağı, nefs-i emmare. Süflâ = Sefil, aşağı. Eşed = En şiddetli. Abd-i miskin = Zavallı kul. Bi-hemta = Günahı çok. |