Meclis-i nâdânı terk et sohbet-i dânâya gel

Meclis-i nâdânı terk et sohbet-i dânâya gel 
"Lâ"yı iskât eyle şahım mazhar-ı "illâ"ya gel

Doğru dervîş olmayan dil şehrine şâh olamaz
Yâre kesret perdedir geç "vahdet-i kübrâ"ya gel

Sor hârâbat ehline âşıkların ahvâlini
Nefsi kati et "terk-i terk" et menzil-i bâlâya gel 

Kalbini eyle musaffa Hâlik'in manzûru ol (1)
Yan muhabbet âteşine cevher-i yektaya gel 

Giy melâmet hırkasını kimseden âr eyleme 
Keştîbânsız bin vücûdun fülküne deryaya gel 

Sil gönül put-hânesinden mâsivânın nakşını
Pâk edip beyt-i Celîl'i rü'yet-i Mevlâ'ya gel (2)

Hem ledünnî ilmini bilmek dilersen tâlibâ 
Pîr-i Sâmî Hazretinden okuyup imlâya gel 

Nokta-i vahdette haşr olmak dilersen Sâlih'â 
Cevher-i aslın düşün bir sen sana Me'vâya gel

Meclis-inâdân = Cahiller meclisi.

Sohbet-i dânâ = Alimler sohbeti.

Kesret = Çokluk, masiva.

Vahdet-i kübrâ = Hak, hakikat

Menzil-i bâlâ: Yüksek menzil

(2) = Kalbini tertemiz edip Allah'ın bakacağı yer eyle.

Cevher-i yekta = Tek ve emsalsiz inci.

Melâmet hırkası = Kınanan fakat Hakk'a makbul haller.

Keşfibân-Fülk = Kaptan gemi.

(2) = Allah'ın evini temizleyip cemali seyre gel.

Ledünnî = llâhîilim, sadır ilmi.

İmlâ = Kaidelerini bilerek okuyup yazmayı öğrenme.

Nokta-i Vahdet = Vahdet noktası, Ahsen-i takvim.