Pîr-i Sâmî gel eriş sen dâde Allah aşkına Pîr-i Tâgî hürmetiyçün kıl terahhüm bizleri Bu fena gülzârı içre kalmışız hayvân-sıfat Nefs-i hayvanın esîri olmuşuz kurtar bizi Bağ-ı vahdet güllerisiz goncanız solmaz sizin Teşneyiz sed eylemiş derban hayâtın yolların Hak ayan iken velâkin yok basîret aynımız Pîr-i Sâmî Hazretine ilticaya gelmişiz Pîr-i Tâgî şeyhimizin şeyhidir hem Salihâ
|
Dâd = İmdat
Âzâde = Hür, serbest Terahhüm = Merhamet ilhâd = Dinden çıkma. Fena = Ölümlü. Gülzâr = Gül bahçesi. Sahib-i irşâd = Irşad sahibi, mürşid. Berzah-ı Süflâ = Dünya Andelib-râ = Bülbül gibi. Teşne = Susamış. Derbân = Kapıcı, bekçi. Zülfikâr = Peygamber efendimizin Hz. Ali (r.a.)'ye hediye ettiği kılıcı. Ayan = Aşikar, belli, açık. Basiret ayn = Gören göz. Amâ = Kör. İrtica = Sığınma. Rûz u şeb = Gece ve gündüz. Me'vâ = Makam, yurt, cennet |