Pîrimden gönlüme doğdu muhabbet

Pîrimden gönlüme doğdu muhabbet 
Hakîkat hâlin izhâr eylerem ben 
Zuhura geldi bir esrâr-ı hikmet 
Dilimden bunu iş'âr eylerem ben 
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Ahad'den hem zuhura geldi Ahmed 
Muhabbetten yaratıldı Muhammed 
Terinden cümle âlem giydi hil'ât 
Kimi süflâ kimisi ehl-i iffet 
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Ki "er-Rahmân ale'l-arşistevâ"dır (1) 
0 ismin mazharı hem Mustafâ'dır 
Bunu bilen kamu ehl-i safadır 
Bu remzim ehl-i nâdâna hafâdır (2)
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Sıfât-ı Çâr-yârı kıldı mahrem 
Birinci Hazret-i Sıddîk-ı A'zam 
İkinci Âdil-i Fârûk-ı Ekrem 
Üçüncü zî-hayâ Zin-nûreyn efham 
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Dahi dördüncüsü sâhib-sehâdır 
Velayet Haydarı Şîr-i Huda'dır 
Ki dâmâd-ı Muhammed Mustafâ'dır 
Dahi Âl-i şehîd-i Kerbelâ'dır 
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Tarîkimiz Tarîk-ı Nakşibendî 
Kamu ehl-i tarîkin ser-bülendi 
Kolumuz Hâlidî'dir dil-pesendi 
Girenler hâb-ı gafletten uyandı 
Zuhuratı pîrimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Erişti Şeyh-i Abdullâhı nuru 
Seyid Tâhâ'da ol kıldı zuhuru 
Ana bîat eden buldu huzuru 
Terakkî eyleyip buldu sürûru 
Zuhuratı pirimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Emânet Sıbgatullâh'a dayandı 
Cemâli Hak boyasıyla boyandı 
Kabâil cümle gafletten uyandı 
Füyûzâtı Semerkand'e dayandı 
Zuhuratı pirimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Erişti Şeyh-i A'zam Pîr-i Tâgî 
Velayet şehrine kurdı otağı 
Müzeyyen eyledi sahrayı bağı 
Gönül şehrinde yandırdı çerâğı 
Zuhuratı pirimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Erişti Sâmî-yi devr-i zamane 
Safâ-bahş etti kalb-i arifane 
Nice bin mürde kalbler geldi câne 
Kılan bîat girer dârü'l-emâne 
Zuhuratı pirimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben 

Muhammed Şeyh-i Sami'dir Pirimiz 
Bilâdı şehr-i Erzincan yerimiz 
Bir ednâ Salihem Ol'dur şîrimiz 
Derinde kemterinin kemteriyiz 
Zuhuratı pirimden söylerem ben 
Bu yolda canı kurbân eylerem ben

Eş'âr eylemek = Şiir söylemek.

Ahad = Tek, teklik (Allah'in srfat).

Hilât = Elbise.

Süflâ = Zelil, aşağı, hakîr.

Ehf-i iffet = Temiz, saf, üstün

(1) = "Allah'ın Rahman ismi arşı kuşattı" (Tana; 5)

Mazhar = Nail olan, şereflenen.

Ehl-i safa = Huzur ehli.

Hafi = Gizli.

(2) = Bu işaret bilgisizlere gizlidir

Efham = Çok şeref sahibi.

Sâhib-seha = Cömert

Şir-i Huda = Allah'ın Aslanı.

Ser bülend = Başı, başkan.

Dil-pesend = Gönlün beğendiği.

Hâb-ı gaflet = Gaflet uykusu

Kabâil = Büyük günah işleyenler, kabileler, boylar.

Müzeyyen eylemek = Süslemek.

Dârü'l-emân = Sıgınacakyer.

Bilâd = Belde, şehir.

Ednâ = Aşağı, bayağı.

Der = Kapı.

Kemter = Aciz.