Sebeb-i necatım Hazret-i Sâmî Esîr-i nefs etme dünyâya bizi Hercaî nefsimin çoktur sitemi Salar günden güne gavgâya bizi Hubb-ı Rüstem'imi bend et pâyine (1) Teveccüh olunca herbir ihvana Senin himmetlerin bize yâr iken Mâsivâdan ref eyleyip gönlimi Ariflerin kıyameti dâimdir Kalmadı gönlümün sabrı ârâmı Aşkına Hazret-i Pîr-i Tâg^nin Al benliğimizi gitsin irâde Kibrît-i ahmerdir şeyhin nefesi Canım feda olsun Resûlullâh'a Pîr-i Tâgî ile hem Seyyid Tâhâ Bâis-i hayâtım Pîr-i Sâmîdir Sâlih'em sıdk ile girmişem yola |
Sebeb-i necat = Kurtuluş sebebi. Esîr-i nefs = Nefsin esiri. Hercai = Kararsız, sebatsız. (1) = Kuvvet ve madde sevgisini ayağına bağla. Ferda = Yarın, kıyamet Mürde = Ölü. Murg-u cân = Can kuşu. Berzah = Girdap. Bâlâ = Yüksek. Varidat = İçe doğan, hatıra gelen. (2) = Güzelliğine hasretettin gözümü. (3) = Kalbleri dünya sevgisine oruçludur. (Meyletmez) Sâim = Oruçlu. Kâim = Ayakta duruyor, vardır. Berzah-ı süflâ = Aşağı, adi meyiller. Ârâm = Rahat, huzur. (4) = Hakikat denizinin dört ırmağının. Keştibân = Kaptan. Arâ = Bölge, mıntıka. Menzil-i a'lâ = Şerefli yer. Kibrit-i ahmer = Ele geçmez, ulaşılmaz, çok kıymetli. Dil şehri = Gönül şehri. Me'vâ = Yurt, mesken, makam. Bedrâ = Ayın ondördüncü gecesi. Râh = Yol. İltica = Sığınma. Bâis-i hayât = Hayatımın sebebi. Şett-i usât = Günahkârların şefaatçisi. Evrad = Vird edinilen, devamlı ve mecburi tekrarlanan. Andelîb = Bülbül.
|