Sevdim seni terk eylemenin çâresi yoktur

Sevdim seni terk eylemenin çâresi yoktur 
Hem faili Hak'tır 
Ma'şûk olanın âşıkına cilvesi çoktur 
Gamzeleri oktur 
Âşıklığıma gözlerimin yaşı tanıktır 
Kana boyanıktır 
Üftâdelerin dîdesi hûn bağrı yanıktır 
Her dem uyanıktır

Dil şehrine kayd olalı sevdâ-yı dilârâ 
Yaktı beni nâra 
Bend eyledi zülfün beni Mansûr gibi dara
Düşürdü bu zara
Takdîr-i ezel böyle imiş gayrı ne çâre 
Yalvarmalı yâre 
Sabr eyle gönül hüsn ilinin babı açıktır 
İhsanı da çoktur

Âşufte dili hasret-i hicrana bırakma 
Dil şehrini yakma 
Bir nîm nigâhın ile âteşlere yakma 
Hem hışm ile bakma 
Var Hazret-i Sâmî'ye kul ol gayrıya bakma 
Her bir yana akma 
Seyr-i sülük ehline de dergâhı duraktır 
Aşkın daburâktır 

Bir hande ile arz-ı cemâl eyle hûbânım 
Aşkınla yanayım 
Yoluna feda kılmağa kalmadı gümânım 
İstersen al canım 
Bari beni cellâda ver al boynuna kanım 
Mahv eyle nişanım 
Bilmem nesi var âlemde bu Salih de kulundur 
Mevlâsı tanıktır

Üftâdelerin dîdesi hûn bağrı yanıktır = Aşıkiarın gözükanlı,bağrı yanıktır

Dilârâ = Sevgili.

Dara = Darağacına, asılmaya.

Hüsn ilinin babı = Güzellik şehrinin kapısı.

Aşüfte dil = Sevgiden kendinden geçen gönül.

Düşerin = Gönül.

Nim nigâh = Yarım bakış, göz ucu ile bakma.

Burak = Binek.

Bir hande ile arz-ı cemâl eyle hûbânım = Bir gülümseme ile güzelliğini göster güzelim. 

Gümân = Şüpha,zan.