Sun ey sâkî hayât bahrinden âbı Dağılsın gönlümün zulmet sehâbı Helak olsun bu ahlâk-ı zemîme Aradan mahv olup kalksın irâde Yürek yandı bu hicran âteşinden Şarâb-ı vahdetin hamrın dilersen Şeriat ilmiyle ol âmil evvel Ledünnî ilmini pirinden öğren Akılsız teşneler bilmez giderler Sanarlar kâmil insân bî-fehimler Söz ile mürşid-i kâmil bulunmaz Fenadan çek elin iste bekâyı Tegannîyle namazı kıldıranın Def ile dünbelekle zikr edenler Müeddeb ol eriş kalb-i selîme Muhammed Şeyh-i Sâmî'dir pîrimiz Hayâlin gönlüne nakş etti Salih |
Hayat bahrinden âbı = Hayat veren denizin suyu. zulmet sehâbı = Karanlik bulutu. Ahlâk-ı zemime = Kötü huylar. Tulü' = Doğma, çıkma. Mukadder = Yazılmış, kader Hûn âbı = Kanlı gözyaşı. Hamr = Şarap, içki. Amil = Ameleden,yapan. Teşne = Susamış. Serap = Çölde su var gibi görüntüler, Şeh ile şâb = Yaşlı ile genç. Gurâb = Karga. Tegannî = Şarkı söyler gibi. Eşed = Şiddetli. Müeddeb = Edepli. Mukarreb ehfi ol terk et bu hâbı = Yakınlığa ulaşandan ol, bu uykuyu terket Mukarreb = Yakın. Hab = Uyku. Miftâh-ı bâb = Kapının anahtarı. Hizâb = Hizipler, cemaatlar.
|