Te’âlallah ne hûb zîbâ yaratmış kâmil inşânı

Te'âlallah ne hûb zîbâ yaratmış kâmil inşânı 
"Nefahtü fîhi min ruhî" deminde kılmış ihsanı 

Cihân-ı bî-vefâ içre esîr-i nefs olup kaldın 
Ne cevher ma'denindensin düşün ey canımın canı

Beşer dilberlerinden bir güzel saydına gelmiştin 
Seni sayd eyledi dünyâ unuttun ahd-i mîsâkı 

Uyan gaflet meyinden kalk bu derdin çâresine bak 
Kemendi boğazına tak ara bul kâmil inşânı

Bu mâl sende emânettir işin cümle hıyanettir
Kamu nefse sıyânettir ne çok sevdin bu boş hanı 

Bulup bir mürşid-i kâmil özün ol şeyhe teslîm et
Gulâm olup kapısında bırak bu şöhreti sânı 

Hakîkat erleri çoktur bu gülzâr-ı cihan içre 
Muhammed Pîr-i Sâmî'dir kamunun şâh-ı merdânı 

Kusurun çok diye Salih ayağın kesme babından
Ulüvv-i himmeti çoktur tamâm eyler O noksanı

Te'âlallah ne hûb zibâ yaratmış = Allah ne hoş süsiü, güzel yaratmış.

Nefahtü fihi min ruhî = "Ruhumdan ruh üfledim" Hicr 29, Sad 72 ayetlerine işarettir.

Cihân-ı bi-vefa = Vefâsız dünya.

Sayd = Avlama.

Ahd-i mîsâkı = Sözleşme, ezelde yapıian anlaşma

Sıyânet = Koruma, muhafaza

Gulâm = Köle, Hizmetçi.

Gülzâr-ı cihân = Cihan bağı.

Şâh-ı merdân = Hz.A!i

Ulüvv-i himmet = Yüce, yüksek himmet