Yetiş ey keştibânım bir derin deryaya düştüm ben Ne bir sâhib-vekâr oldum ne bir kimseye yâr oldum Bilen yok hasb-ı hâlimden usandım tatlı canımdan Şikâr almaklığa cânân ilinden azm-ı râh ettim Ezelden âşinâ-yı yâr iken vahdet sarayında Bu nefs uykudan uyandı gelip emmâre dayandı Belâ-keş olmağı menden gelip öğrensin âşıklar Nazar kıldım ki bu ekvân kamusu âlet-i Rahman Melâik ins ü cin yeksan kamu hizmettedir her an Gelüben âlem-i a'mâdan esmalar olur a'yân Kamu esmaya mazhardır o mir'âtı müsemmâdır Ebü'l-Ervâh O'dur Aklu Kalem cümle Muhammed'dir Şükûfelerdeki bûylar Anın ıtri değil midir Mukayyed anladım "lâ"yı çü bildim mutlak "illâ"yı Yüzü nakş-ı hayâl imiş özü bir başka hâl imiş Bu halkın çoğu kâl ehli kimi olmuş vebal ehli Arayıp derdime derman kıluben nâle-i hicran Cemî-i ilme şâmildir dahi ilmiyle âmildir Zamanın Oldur imâmı Muhammed Pîrimin nâmı Yüzüm yoktur huzurunda varıp arz etmeğe hâlim Pîrimin varidatıdır zuhur eden dehânımdan Muinim dest-gîrim ol katî dar hâldedir Salih
|
Keştiban = Gemici, kaptan.
Gavvâs = Yüzücü, dalgıç. Bi-amân: Amansız. Sahib-i vekâr = Vekârlıgın (ağırbaşlılık) sahibi. Hemta = Eş, eşit, benzer. Cüda = Ayrı. Âşiyân = Yuva, ev, barınak. Şeb-i Gayya = Karanlık kuyu Şikâr = Av. Azm-i rah = Yola düşmek, yola çıkmağa niyet etmek. Âşinâ = Tanıdık, bildik. Anasır bendi = Su, hava, toprak, ateş bağı. Paye = Ayak. Emmâre = Emreden nefis. Yedi süflâ = Netsin yedi şekli. Ekvan = Yaratıklar. Âlet-i Rahman = Rahmân'ın aleti. mim dal ha = Eski yazıda hamd kelimesinin yazılışını kast ederek hamd ettiğini söylüyor. Melâik ins ü cin = Melekler, insanlar ve cinler. Yeksan = Bir, beraber. Seyyara = Yıldız, gezegen. Hülya = Hayal, kuruntu. Âlem-i amâ = Cisimler yaratılmadan önceki zaman. Esma = isimler. Ayan = Belli, açık, meydanda. Gül-ü hamrâ = Kırmızı gül. Mazhar = Çıktığı yer, nail olma. Mirât = Saf ayna. Muamma = Karışık, sır, manası zor anlaşılır şey. Ahfâ = En gizli. Ebül-Ervâh = Ruhların Anası Ahad = Tekbir. Vahidiyet = Teklik, birlik. Şükûfe = Çiçek. Buy = Koku. Medhuş = Dehşete düşme. Mukayyed = Kaydedilmiş, kayıtlı. Dem-i Yahya = Hz. Yahya aleyhis-selâm'ın zamanı. Hercâ = Birbirini tutmayan. Kâl ehli = Söz ehli. Nâle-i hicran = Ayrılık iniltisi. Zar u ser-gerdân = Başıboş ağlar gezer. Mey-i sahbâ = içki masası. Cemî-i ilm = Bütün ilimler. Şâmil = içine alan, kaplayan, çevreleyen. Âmil = Ameleden. Bedrâ = Ayın ondördü gibi. Mahlas = Takma ad. Yed-i beyza = Hz. Musa'nın mucizelerinden. (Elini koltuk altına sürünce ışık vermesi). Adüv = Düşman. Dil şehri = Gönül. Varidat = Gelir, kazanç. Dehân = Ağız. Şems = Güneş. Saye = Gölge. Mu'in = Yardım eden (Hz. Allah). Dest-gir = Elinden tutan, yardımcı. Mâye = Mâya, asıl. |