Yetiş ey keştibânım büsbütün deryada yangın var

Yetiş ey keştibânım büsbütün deryada yangın var 
Değil derya yalınız cümle hep sahrada yangın var 

Açıldı bağ-ı vahdet gülleri mest oldu bülbüller 
Zemîn ü âsumân dünyâ ve mâfîhâda yangın var 

Erişti nev-bahâr vakti figâna başladı bülbül 
Değil bülbül yalınız ol gül-i ranâda yangın var 

Kaşınla kirpiğin zülfün beni mest etti ey dilber 
Değil mestane gözler kâmet-i zîbâda yangın var 

Muhabbetden yarattı Ol Habîb'i Hazret-i Mennân 
Değil kim Ol Muhammed Hazret-i Mevlâ'da yangın var 

Hitab-ı "kün fekân" erdi zuhura geldi akl-ı küll 
Felekler gulgule düştü kamu esmada yangın var 

Zemîne indi me'vâdan nice yıllar döküp kan yaş 
Yalınız ağlayan Âdem değil Havva'da yangın var 

Nice yıl hasret-i hicran oduyla yaktı Kenan'ı 
Yanan Yakûb değil gör Yûsuf u Zelha'da yangın var 

Cihan halk olalı göster bana âsûde ahvâlin 
Ki yok bir istirahat esfel ü âlâda yangın var 

Erişti Sâmî-yi Sultân beraber dilber-i rûhân 
Değil yalınız Erzincan Yemen San'a'da yangın var 

Bilinmez Salih'in rengi çalınır tablı gülbangı 
Kurulmuş Kerbelâ cengi yaman gavgâda yangın var

Keştiban = Kaptan.

Sahra = Çöl, ova.

Zemîn ü âsûman = Yer ve gök.

Dünya ve mâfiha = Dünya ve dünya-dakiler.

Nev-bahar = İlk bahar.

Gül-i rânâ = Kırmızı ve güzel gül.

Mestâne = Sarhoş.

Kâmet-i zîbâ = Süslü boy, güzel endam.

Mennan = Çok ihsan edici (Allah).

Kün fekan = "Ol dedi oldu, yokol deyince de sona erecek' âyet ile Kün (ol) Feyekun (yokol) anlatılıyor. (Yasin; 82)

Gulgule = Bağırıp çağrışma,feryad.

Kamu esma = Bütün isimler.

Me'va = Nimet cenneti, cennet.

Hasret-i hicran odu = Ayrılık hasreti ve ateşi.

Ken'an = Filistin, Hz. Yakup soyunun yurdu.

Asude = Rahat, ferah.

Esfel ü a'lâ = Aşağı ve yukarı.

Dilber-i rûhân = Manevi güzel.

tablı gülbang = Dervişlerin bir ağızdan okuduğu ilahi veya dua.