Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet İrfan ile derya oluben kalbi coşar da Gönlünde tulü' eyler anın aşk u muhabbet Görün nice mahbûb-ı Huda var bu beşerde Sevdim seni seydâ-yı cihan hayır ve serde Bir yerde ki gül yoktur o gülşâneye varmam Bu girye-i nâlânıma kıl merhamet ey şâh Ey zühd ile veren bana tebşîre-i cennet Gösterme bana sensiz yeri ey Hazret-i Mevlâ Kim şeyhini Hak bilmedi Hakk'ı dahi bilmez Salih tutagör sıdk ile sen dâmen-i Pîri |
Tevfik-i hidayet = Allah'ın doğru yola yöneltmesi. Tulü' eyler = Doğar. Mahbûb-ı Hûda = Allah'ı se-ven. Girye-i nâlân = Ağlayıp inleyen. Ârif-i billah = Allah'ı lâyıkıyla bilen. Tebşire = Müjde. Münkir-i Mevlâ = Allah'ı inkâr eden. Nâr = Ateş. (1) = Âşık olanın istediği, maksadı Cemalullah'dır. Me'vâ = Yurt, cennet. Maksûd = Murat, maksat Âşık-ı Yezdan = Allah âşığı. Dâmen = Etek. Mah-ı münîr = Parlak ay.
|