Bahr-ı aşkın katresi ol sohbet-i Mevlâ ile

Bahr-ı aşkın katresi ol sohbet-i Mevlâ ile 
Katreler derya olur cem'iyyet-i kübrâ ile 
Mekteb-i aşka girip oku hakikat dersini 
Müddeî lâf eyleme gel bir kuru da'vâ ile 

Ehl-i aşkın derdinin dermanı vuslattır begim 
Sen benim derdime derman olamazsın ey hekîm 
Öyle bir sultâna hadim olmuşam âlemde kim 
Bir nefesi ayrı değildir Hazret-i Mevlâ ile 

Hazret-i Pîrim delîlimdir Halîlimdir benim 
Dil sarayı ravza-i beyt-i celîlimdir benim 
Ana teslim ettiğim nefs-i zelîlimdir benim 
İnkıyâd ettim bıçağa uymuşam İsmâîl'e 

Okuruz ders-i "aref'ten Hızr"ın olduk mahremi 
Bülbülü bâğ-ı hakîkat güllerinin şebnemi 
Nurumuz nûr-ı Muhammed nefhamız Âdem demi 
Hem-demiyiz Sûr'a hacet kalmadı İsrafil'e 

Ten ile âbım turâba nâr ile bâdım hevâ (1)
Canımı cânâna verdim aradan çıktı sivâ 
Nokta-i sırrım semâ" Rahman ale'l-arşistivâ" (2)
Kabz için bir ihtiyâcım kalmadı Azrail'e 

Gönlümün şehrinde şeyhim oldu seyrânım benim 
Pîr-i Sâmî Hazreti feth etti meydânım benim 
Eşk-i çeşmim rûz u şeb seylâb-ı baranım benim (3) 
Teşnelikte ihtiyâcım kalmadı Mikâîl'e 

Hamdulillah ermişim bir server-i hünkâra ben 
Fârig-ı âzâde oldum düşmezem efkâra ben 
Sâlih'em sıdk ile verdim dilimi dildârâ ben 
Mekteb-i aşk içre hacet kalmadı Cebrail'e

 

 

 

Batır-ı aşk = Aşk denizi.

Katre = Damla.

Cemiyet-i kübrâ = Büyük cemiyet, kalabalık.

Müddeî = İddiacı, itirazcı.

Vuslat = Kavuşma, Allah' a ulaşma.

Halil = Sevgili.

Ravza-i beyt-i celîl = Allah'ın evi, hanesi.

Nefs-i zelil = Aşağılık nefis.

Inkıyâd etmek = Boyun eğmek.

Şebnem = Çiğ tanesi.

Nefha = Soluk, nefes.

Sûr = İsrafil (AS.)ın kıyamette öttüreceği.

(1) = Toprak, su, ateş ve hava (anasır).

Sivâ = Gayri.

(2) = "Allah Arşı istiva etti" âyeti sırrım-dır.

Kabzetme = Can alma.

(3) = Gece gündüz göz yaşlarım çağlayıp akar.

Seylâb-ı bârân = Yağmurdan meydana gelen büyüksu, sel.

Teşne = İstek, susama.

Fariğ-ı âzâde olmak = Vazgeçip kurtulmak.