Biz misafiriz velâkin biz de mihmân bekleriz Biz dahi ol nûr-u çeşm-i Murtazâ'nın aşkına Nefsimizle eyleriz dâim gazâ-yı ekberi Seb'a-i seyyâre-vârî cân u dil devrân eder Biz esîr-i nefs olunduk aslımız Ken'ânidir Biz bu derd meyhanesinde eyledik mahv-ı vücûd Bilmeyen sırr-ı lebin ilm-i ledünden bî-haber Biz tarîkat rütbesin şeyhim Muhammed Sâmiden Medhe lâyık pîrimiz var zemme lâyık nefsimiz "Lâ" ile "illâ" rumuzun fehm eden arifleriz Dosta layık nem var ise cümlesi yedi yedi Sırr-ı "Mâ evhâ" rumuzun ne bilir hayvân-sıfat işbu vahdet meydanında niceler at oynatır "Kün-fekân"ın mestiyem bir Salih-i Mecnun-sıfat
|
Mihmân = Misafir.
Bâb = Kapı. Nûr-u çeşm-i Murtazâ = Hz. Ali'nin gözünün nuru. Şîr-vârt = Arslan gibi. Atşan = Susamış. Gazâ-yı ekber = Nefisle yapılan harp. Cihad-ı ekber. Adû = Düşman. Seb'a-ı seyyare = Yedi gezegen. Hâtem = Hz. Süleyman'ın mührü. Dîv = Dev,cin. Mısr-ı dil = Gönül şehri. Mahv-ı vücûd = Vücudun ölümü. Sırr-ı teben = Dudak sırrı, sohbet. llm-iledün = Sır ilmi. Abdal-ı üryan = Fakir ve çıplak. Zem = Kınama Seza = Layık. Fehmeden arif = Anlayan irfan ehli. Rumuz = Sır, esrar. (1) = Biz Allah'ın birliğine şahidiz, eşyanın çok olmasına da hayran olup bekleriz. Der semânî = Sekiz veya seksen senede. "Ma evha" ) "O, kuluna vahy ettiğini etti(Necm;10). Nutk etmek = Konuşmak, sohbet, etmek. Basiret ayn = Gören göz. Mecnun-sıfat = Deli, mecnun gibi. Lebler = Dudaklar. Dürr ü mercan = İnci ve mercan (Burada söz, sohbet manasında). |