Her bir hizmetini icra edersin Ne çok sevdin bu dünyâyı ey kardaş Düşüp arkasına bile gidersin Bağrın anın ile olmuştur bağdaş İsmiyle müsemmâ denî dünyâdır Hayâtı memattır memâtı hayât Ezelden böyledir hükm-i kalemi Eşcârı dikendir gülleri hardır Büyük düşmanımız nefs-i emmâre Ne çok yedin bu zehirli gıdayı Hâşâ ki zemmedem mülk-i cihanı Terk et seni doğru râha var yürü Sakın Salih gibi kalma âvâre |
Bağdaş = ilgili, arkadaş. Müsemma = Kendisine yaraşır bir isimle adlandırılan. Denî = Alçak (Dünyanın sıfat). Mezraa = Ekip biçilen yer, tarla. Dâr-ı fena = Ölümlü yer, yok olacak yer. Memat = Ölüm. Nevât = Çekirdek, ruh. Sebat = Doğruluk, sağlamlık, kararlılık. Rindi kallâş = Laubali ve düzenbaz, hileci. Eşcar = Ağaçlar. Hâr = Diken. Mâr = Yılan. Nâr = Ateş. Nefs-i emmâre = Zorlayıcı nefis, küfre çeken nefis. Cehd = Azim, uğraşma Zem = Çekiştirme. Sani'in sun'u = Allah'ın işi. Hükm-ü Yezdanî = Allah'ın hükmü, kararı. Dâne-i haşhaş = Haşhaş tohumu, küçücük. Râh = Yol. Zulmetten mâha = Karanlıktan aydınlığa. Nef = Fayda.
|