“Hû” deyip devrâna geldim bu cihâne çâre ne

"Hû" deyip devrâna geldim bu cihâne çâre ne 
Çok zamandır hadim oldum ben bu hâne çâre ne 

Dört anâsırla mürekkeb mâyemiz derttir bizim 
Hicr ile döndü elif kaddim kemane çâre ne (1)

Arayıp "yüz elli" de "yüz üç" makamın bulmuşam 
Anın için düşmüşem âh u figâne çâre ne 

"Otuz iki"nin "otuz iki" kapısı vardurur 
Otuz iki hadimi var hâricâne çâre ne 

Hem otuz iki hükümdar her tarafta hükm eder 
Hizmeti zordur buların sadıkane çâre ne 

Olmadı dil şehri asla mekr-i tufandan halâs 
Girmedi asla sefînem bahr-i âne çâre ne (2)

Bu cihan halkını gördüm cümlesi hizmettedir
Her birini gezdiribdir âb u dâne çâre ne 

Gel hakîkatle nazar kıl bu cihanın halkına 
Cümlesinin dirliği ceng ü cidaldir çâre ne 

"Fakrî fahrî' ihtiyar et sen sana gel ey gönül 
Gel hakkı sen sende bul gitme yabane çâre ne 

Gir muhabbet âlemine giy melâmet hırkasın 
Halkı koy desin sana olmuş dîvâne çâre ne 

Her kaza çevganına karşı duran bir ben miyim 
İşte geldim âhiri dârü'l-emâne çâre ne 

Ma'şûkun çevri tükenmez hem belâsı âşıkın 
Dûd-ı ahım erdi heft-âsumâne çâre ne (3)

Halk-ı âlem cümlesi mir'âtım olmuştur benim 
Seyr ederim her taraftan yane yane çâre ne 

Her ne var a'lâ vü esfel hep sıfâtımdır benim 
Ger akıllı ger dîvâne cahilane çâre ne 

Bir acâib bahre düştüm âbı yok tufanı çok
Gelmişim ihlâs ile sen keştibâne çâre ne 

Pîr-i Sami gibi şaha eylemişem bîati 
Girmişem dergâh-ı pîre âşıkane çâre ne

Gel yeter ağlatma şahım bu zaîf bî-çâreni
Ağlamaktan eşk-i çeşmim döndü kane çâre ne 

Darb-ı bahrân târih-i tevellüdüm olmuş benim (4)
Müddet-i ömrüm erişti şimdi câne çâre ne

Sâlih'em senden muradım "fakrî fahrî"dir benim 
Yok huzur ile yüzüm varam dîvâne çâre ne

(1) = Ayrılık ile dimdik olan boyum büküldü.

Mekri Tufan = Tufan hilesi, sel basması.

(2) = Girmedi gemim denize çare ne.

Âb u dâne = İbadet eder gibi

Ceng ü cidal = Savaş, çekişme.

Melâmet = Kınama.

Çevgan = Cirit oyununda kullanılan değnek. Tasavvufta Hz. Allah'ın ezeldeki takdiri

(3) = Ahimin dumanı yedi kat göğe ulaştı

Heft-âsumân = Yedi gök.

Mirat = Ayna.

Keştüban = Kaptan.

Eşk-i Çeşmim = Gözyaşım.

(4) = Ebcet hesabında doğum tarihini veriyor (1846).

Fakrî fahrî = "Fakirliğimle öğünürüm' hadisi.