Hudânın lutfu ihsanı şerî’ât

Hudânın lutfu ihsanı şerî'ât
Marîzin cümle dermanı şerî'ât 

Dahi hem "küntü kenz" in mebdeinden 
Giyüben şekl-i nûrânî şerî'ât 

Dahi Hayy isminin hem mazharıdır
Odur hem ümm-i rûhânî şerî'ât 

Müdebbir isminin hem cevheridir 
Behiştin hûrî gılmânı şerî'ât 

Kalem şakk oldu ilm ü hikmetinden 
Yazıldı cümle elvân-ı şerî'ât 

Yazıldı levh-i mahfuza serâser 
Kamu esrarı ayanı şerî'ât 

Dahi Musa'ya nutk etti seçerden
Asadan yardı ummanı şerî'ât 

Ki ismail kıluben inkıyadı
Erişti kebşi kurbân-ı şerî'ât 

Dahi esrarı nûr-u Mustafâ'dır
Kılan izhâr-ı Kur'ân'ı şerî'ât 

Dahi mi'râca teşrîfinden Ahmed 
Delîli akl-ı furkân-ı şerî'ât 

Hicablar ref olup "Nurun alâ nur" 
Hitab-ı nûr-u Rabbânî şerî'ât 

Hem otuz iki harfin aslıdır ol 
Kelâmın bahri ummanı şerî'ât 

Ki ansız bir nebî gelmez zuhura
Asası elde burhanı şerî'ât 

Hakîkat hafızı dîv-i recîmden 
Alır berzahdan inşânı şerîât

Hakîkat ehlinin hem muktedâsı
Kamu ebrârın îmânı şerî'ât 

Hakîkat lübbü esrâr-ı kelâmdır 
Zuhura getiren anı şerî'ât 

Hakîkat ruhudur hem evliyanın
Dahi ecsâm ile canı şerîât 

Hakîkat mazharı hem ism-i zâttır 
Sıfatın cümle burhanı şerî'ât 

Hakîkat gerçi kim şems-i Huda'dır 
O şemsin mâh-ı tâbânı şerî'ât 

Hakîkat ehlinin yoktur nişanı
imaret eden ekvânı şerîât 

Hakîkat kenzinin mîftâhı oldur 
Dahi hem hısnı derbânı şerî'ât 

Hakîkat ehlinin düşmanı çoktur 
Olubdur şâh-ı merdânı şerî'ât 

Anı bilmezse kimse Hakkı bilmez 
Usâtın dârül emânı şerîât 

Hakîkat âlemi kenz-i hafîdir 
Açıktır cümle meydân-ı şerî'ât 

Hakîkat semtine ilkâ eder ol
Kamu ehl-i muhibbânı şerî'ât 

Cemî-i âlemi kılmış ihata 
Dahi hem arş-ı rahmânî şerîât 

Yürütür hükmünü şark ile garba 
Hudânın emri fermanı şerîât 

Hakîkat hâlidir hem evliyanın 
Kamu efâli ayanı şerî'ât 

Kulûb-ı evliyadır âşiyânı 
Kurulmuş tahtı sultânı şerîât 

Sakın her mürşide varma hazer kıl 
Görürsen anda noksân-ı şerî'ât

Sakın nefsim hevâya tâbi olma 
Sen anı sanma kim fânî şerî'ât

Varıp dergâh-ı Sâmîde gulâm ol 
Kılan icra O'dur şân-ı şerî'ât

Hakîkat Mürşid-i Rabbânî Ol'dur
Kamu hubbu suhandanı şerî'ât

Hakikatten beyân eyler meânî 
Kamu tevîli tıbyânı şerî'ât

Dahi ismi Muhammed Şeyh-i 
Sâmî Lisânından eder ceryan şerî'ât

Recâsı Salih'in budur Pirinden
Kılam icrâ-yı hakkânî şerî'ât

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lutf = Hoşluk, güzellik, iyi muamele; iyilik.

İhsan = İyilik etme, bağışlama, lütuf.

Şerî'ât = Doğruyol, Allah'ın emri. 

Marîz = Hastalık.

"Küntü kenz" = Gizli hazine (Cenab-ı Hakk).

Mebde: Başlangıç.

Hayy = Esmaül Hüsna'dandır. Diri, ölümsüz.

Mazhar = Bir şeyin göründüğü yer, nail olma, şereflenme.

Ümm-i ruhanî = Ruhların anası.

Müdebbir = Esmaül Hüsna' dandır. Tedbir alan.

Cevher = Maya, öz.

Behişt = Cennet

Hûrî gılman = Cennetteki kız ve erkek hizmetçi.

Şakk oldu = Yarıldı.

Elvan = Renkler, çeşitler.

Levh-i mahfuz = Allah'ın olmuş ve olacak her şeyi yazdığı levha.

Serâser = Baştan başa.

Kamu = Herkes, hepsi, tamamı.

Esrâr-ayan = Sırlar-bellii, açik olan.

Nutk = Konuşmak, söylemek.

Şecer = Ağaç.

Asâ = Değnek.

Umman = Deniz, okyanus.

Inkiyad : Boyun eğme.

Kebş = Koç.

Esrar = Sırlar.

İzhâr = Gösterme, meydana çıkarma

Furkân = Kur'an-ı Kerîm.

Hicablar ref olup "Nurun alâ nur" = Örtüler kalkıp nur üstü nur.

Bahr = Deniz.

Nebî = Peygamber.

Zuhur = Görünme, meydana çıkma. 

Bürhân = Delil.

Hâfız = Esmaül Hüsnadandir 

Dîv-i recim: = Taşlanmış dev (şeytan).

Berzah = Ara, arada. 

Muktedâ = Kendisine uyulan, önde Hüsna'dandır.

Ebrâr = İyiler.

Lübb = Öz, asıl.

Ecsâm = Cisimler.

Mazhar = Nail olma, bir şeyin çıktığı yer.

Şems-İ Hüdâ = Allah'ın güneşi.

Mâh-ı taban = Parlak ay.

Imâret eden = Yapan, imar eden. 

Ekvân = Yaratıklar.

Kenz = Hazine.

Miftâh = Anahtar.

Hısn = Kale.

Derban = Kapıcı (Muhafız).

Şah-ı Merdân = Hz.Ali(RA).

Usât = Âsiler.

Dârüleman = Sığınacak yer.

Kenz-i hafi = Gizli hazine.

ilka = Ulaştırmak.

Ehli Muhibban = Sevenler.

İhata kılmak = Örtmek, kaplamak, kuşatmak.

Kamu efâli ayanı şerî'ât = Şeriatın tüm yapılacak işleri onlara aşikardır.

Kulûb = Kalpler.

Âşiyân = Ev, yuva.

Hazer kıl = Çekin.

Hevâ = Nefsin arzuları.

Fânî = Yok olucu, geçici. 

Gulam = Köle, hizmetçi.

icra = Yapma, yerine getirme

Hubb = Sevgi.

Sunandan = Güzel söz söyleyen.

Meani = Manalar.

Tevil = Yorum, şerh, izah.

Tıbyan = Açıkça anlatma, şerh.

Usan = Dil.

Ceryan = Cereyan, akma, akım, gidiş, oluş.

icrây-ı hakkânî = Allah'ın emrettiği şekilde yerine getirme