Pîrim Muhammed Sâmî'dir mir'ât-ı Rahman bendedir Hem Mantıku't-tayr olmuşam aynı iken gayr olmuşam Hem nûrı hem nâr olmuşam hem güli hem hâr olmuşam Bu âlemin mesti benim dervişlerin postu benim Hem âsiyâb hem dâneyim ne uslu ne dîvâneyim Gâhî tüvânger gâh gedâ gâhî semûm gâhî gıda Gâh canlara cânân benim gâh âfet-i devrân benim Gâhî gulam gâhî hoca gâhî yiğit gâhî koca Gâh ehl-i sanat oluram gâh ehl-i vahdet oluram Şems-i Huda zerresiyem bu âlemin kübrâsıyem Gâh yanaram gâh tüterem gâh güle karşı öterem Gâh dil hazînem gâhi şâd gâhî uyûnam gâh Fırad Salih bu himmet câmîdir maksûdu vuslat-kâmıdır
|
Mirât-ı Rahman = Rahman'ın aynası.
Vuslat-kâm = Kavuşma isteği, arzusu. Manluku't-Tayr = "Ey insanlar bize kuşların dili (mantuku't-tayr) öğretildi ve bize her şeyden (bolca bir pay) verildi." Nemi 16 ya işarettir. Aynî iken gayr olma = Birlikte iken ayrılma. Sır iken seyr = Gizli iken açığa çıkma Gizli – nümayan = Gizli iken açığa çıkma renkten renge girme halleri. Nâr = Ateş. Hâr = Diken. Âb-ı bârân = Yağmur, yağan su. Kenz-i hemyân = Hazine ve onu taşıyan heybe, torba. Âsiyâb = Su değirmeni. Gevher-i dürdâne = En kıymetli elmas. Lâl = Kırmızı ve değerli sustası. Tüvânger – Geda = Zengin,fakir. Semûm = Zehir. Berr = Kara parçası, toprak. Umman = Büyük deniz. Âfet-i devrân = Güzelliği ile fitneler koparan güzel, zamanın en güzeli. Aşık-ı Yezdan = Ehli aşk, Allah aşığı. Gulam = Köle. Koca = İhtiyar. Mâh-ı tâbân = Ayın en parlak hâli. Elvan = Renkler, her çeşit. Şems-i Hüdâ = Hûda'nın güneşi. Kübrâ = Büyük olan. Bahrü-l hayât katresi = Hayat denizinin damlası. Âb-ı hayvan = Manevî zek feyz neşe. Şem-i pervân(e) = Pervanenin ışığı. Dil hazinem = Gönlü gamlı, mahzunum. Şâd = Sevinçli, mesrur. Uyun = Kaynak, göze. Vuslat-kâmı = Arzusuna ulaşma. Kebş-i kurbân = Kurbanlık koç. |